Akyaylaliyim
  Mutlaka Okuyun
 

Greyfurt suyu içerken dikkat !

Greyfurt suyu hakkında bir kardeşimizin uyarısı
Merhaba,
Mutlaka aklınızda kalması gereken bir olaydan bahsedeceğim.

Bundan yaklaşık 1.5 yıl önce esim çok ciddi bir baş dönmesi yaşadı. Aylarca sürdü.Baş dönmesi o kadar kötüydü ki oturduğu yerden yere düşüyor.Tv bile izleyemiyor, hiçbir şeyi okuyamıyor,Tekbaşına yürüyemiyordu.Hatta uyukusunda bile yataktan düşebiliyordu.Rüyasında bile başının döndüğünü söyledi.Bu baş dönmeleri sonucunda da surekli kusuyordu.Bir sürü farklı doktor gezmemize rağmen çare bulamadılar.

Tüm doktorlar klasik 1-2 baş dönmesi ilacı verdi o kadar. Ama hiçbiri çare olamadı. Sorun 2-3 ay sonra baş dönmesi geçerek tekrar eski haline geldi. Sonra çok araştırdım. Neden böyle olmustu ?. Sonra bunu bulmayi başardım arkadaslar. Problem GREYFURT idi. Eşim hasta olmadan 1 hafta önce çok ağır grip olmuş ve doktor bir sürü ilaç yazmıştı. Yanında da Greyfurt suyu içmişti. C vitamini takviyesi diye. Grip geçtikten sonra da bu baş dönmeleri başlamıştı.

GREYFURT, içilen ilaçların karaciğerde parçalanıp atılmasını engelleyen dünyadaki tek meyveymiş. Böylece greyfurt ile birlikte ilaç alıyorsanız ve ilaca 1 hafta boyunca devam ederseniz tüm ilaçlar sanki bir kerede yutulmuş gibi vucutta duruyormuş. Bu ilaçların türüne göre ölümler bile olabilmekteymiş. Biz Baş dönmesi ile kurtardık. Sizlere de bu uyarıyı yazmak istedim. Birkac yerde bununla ilgili mesajlar görmeye başladım ama coğu insan hala bilmiyor. Lutfen ilaç kullanırken GREYFURT yemeyiniz veya suyunu icmeyiniz. Bu emaili arkadaslarınıza gönderirseniz, insanların biliçlenmesini sağlamış olursunuz.

GIDA RAPORUNUN NOTU: Araştırmamız bu yazıdaki bilginin doğruluğunu kanıtladığı için yayınlamada fayda gördük.


DIKKAT

Televizyonun günde 3 saatten bir yılda yiyip bitirdiği zamanı hesaplarsak, 1095 saat eder. Bu da gecesiyle, gündüzüyle 45 gün demektir, televizyon başında geçen 45 gün ve 45 gece. Yani yaklaşık 1,5 ay.

UNESCO tarafından yapılan araştırmaya göre Türkiye ABD’den sonra en çok televizyon izlenen ikinci ülke.

95 kişiye bir kahvehane, 65 bin kişiye bir kütüphane düşen Türkiye’de insanlar televizyon okuyor, kitap seyrediyor!”

Amerikalıların günde ortalama 3 saat 59 dakika ile birinci sırada yer aldığı televizyon izleme sıralamasında, Türkiye 3 saat 36 dakika ile ikinci sırada yer alıyor.

Çok sık televizyon izleyen 1 ve 3 yaş arası bin 300 çocuğun incelendiği araştırmada, 7 yaşına geldiklerinde yüzde 10′unda konsantrasyon, dikkatsizlik ve huzursuzluk problemleri bulunduğu gözlemlendi.


DIKAT  EDIN

Bir kadin çocuktur aslinda.....çocuk gibi davranmayı sever.erkeğin
kendisine bir çocuğa gösterdiği şefkati göstermesini ister.

Bir çocuğu okşar gibi incitmekten korkarak sevmeli erkek kadını..ama hiç bir kadın çocuk muamelesi görmek istemez.söylediği şeyler çocukça da olsa
dinlenilmesini,dikkate alinmasini ister.
Yani bir kadinin çocukluk yapmasina izin vereceksiniz;
ama asla onu bir çocuk olarak görmeyeceksiniz..

Bir kadin güçlüdür aslinda.hatta erkeklerden çok daha güçlüdür.amabu gücünü herzaman ortaya koymasini sevmez.ister ki,erkeğin gücü
kendisine huzur versin.kendi kendine yapabileceği seyleri bile erkeğin
yapmasını bekler.böylece hem daha kadın olduğunu hissedecektir hem de
erkeğinin ne kadar güçlü olduğunu görecektir.ancak kadın gücünü göstermek istediginde onu engelleyemezsiniz.yapmak istediği birşey
varsa mutlaka yapar.

Bir kadin sevgidir aslinda.içinde her zaman sevgiyi taşır.sevdiklerinden
kolay ayrilamaz.sevdiklerini kolay kolay kıramaz.zor sever;ama,tam
sever.bir kadinin tam anlamiyla sevebilmesi için yüreginin kabul
ettigini beyninin de kabul etmesi gerekir.ve sevmezse de onu asla sevmeye zorlayamazsınız.belki kolayca yüreğine girebilirsiniz.ancak beyninde
yer yoksa her an terk edilebilirsiniz.sevmediği halde terk
etmeyen kadinlar da var elbette.bunun tek nedeni ise engelleyemedikleri
acimak" duygusudur.

Bir kadin yalnıdır aslinda.hiçbir zaman kadını bütünüyle
elde edemezsiniz.kendisine ait bir dünyası vardir ve orada hep
yalnizdir.o dünyaya kimsenin girmesine izin vermez.hiçbir anahtar o dünyanin
kapisini açamaz.yalnizlik onun sığınağıdir.o siğinağa ne zaman girecegine,ne
kadar kalacağına hep kendisi karar
verir.siğinaktayken oradan çikmaya zorlarsaniz,onu sonsuza dek kaybedebilirsiniz.

Bir kadıın çilgindir aslinda.neler yapabilecegini erkek aklı hayal
bile edemez.üreticiliğinin sınırı yoktur.ama bunu ortaya çikartmak için
hayatinin erkeğini bekler.hoyratça harcamaz üreticiliğini.sadece
erkegine saklar.bir kadinin gerçek erkeği olmayi basarabilmisseniz çok
sanslisiniz demektir.çünkü hayatin içinde olan hersey ancak kadinlar oldugunda anlam kazanıyor.yemek yemek,su içmek bile.bir kadinin elinden,
içtiginiz suyla kendi kendinize bardağı doldurup içtiginiz su arasindaki lezzet farkını anlayabiliyormusunuz?anliyorsaniz ne mutlu size.anlamiyorsaniz ne
yazik ki yaşamıyorsunuz
............bir kadini ağlatırken çok dikkat edin..!!! >
....... çünkü Allah gözyaşlarınıi sayar.....!!!!

Kadın;erkeğin kaburgasından
yaratıldı,ayaklarından yaratımadı..!!!
öyle olsaydi ezilirdi......!!! >
üstün olsun diye başından da yaratılmadı......!!

AMA GÖĞSÜNDEN YARATILDI......

Esit olsun diye......
kolun biraz altında...Korunsun diye...!!! >
KALP HİZASINDA SEVILSIN DIYE!!!


AH  BU  KADINLAR

* Bütün kadınlar birbirlerini rakip olarak görürler.
Birbirlerini kıskanmaları için aynı meslekten olmalarıyla da menfaatlerinin çatışması falan şart değildir.

* Ortalıkta kendilerinden başka kadınların da dolaşıyor olması, kıskanmaları için yeterli bir sebeptir. Yolu kadınların görev yaptığı bir yere, örneğin bir banka şubesine düşen bir kadın, gördüğü muameleden bunu şıp diye anlayabilir.

* Bütün kadınların mutlaka koşulacak şartları vardır.
"Seninle evlenirim ama...", "dediğini yaparım ama...

* Nedense bütün aşk şiirleri, en duygulu şarkı sözleri hep erkekler tarafından yazılmıstır. Çok duygulu oldukları söylenen kadınların bu sırada ne yaptıkları merak konusudur. Bence kadınlar o sırada diğer kadınları incelemekle meşguldürler. "Ne giymiş, ne takmış, benden güzel mi?" Vs...

* Erkekler (eğer ruh hastası değillerse) eşlerini çok yakın arkadaşlarından, akrabalarından, yani olur olmaz herkesten kıskanmazlar. Oysa kadınlar, hiç ayrım yapmaksızın, ömür
boyunca, istisnasız her dişiden kıskanırlar kocalarını.

* Kendisinden 30 yaş büyük bir kadınla, sırf parası için evlenen pek az erkek vardır. Buna karşılık etraf, babası, hatta dedesi yaşında, ama mutlaka zengin erkeklere aşık olan(!) kadınlarla doludur.

* Hiç bir kadın çalıştığı yerde üstünün kadın olmasını istemez. Vallahi bunu ben söylemiyorum, anketler öyle diyor.

* Erkekler kadınlardan ilgi, şefkat, sevgi dışında pek bir şey beklemezler. Kadınlara bunlar asla yetmez, ilave olarak iki bilezik, bir yüzük gerekir çoğu zaman.

* Gelin-kaynana çekişmesinin fıkralara geçtiği ülkemizde hiç damat - kayınpeder çekişmesine tanık oldunuz mu? "Elti gemisi yürümez"diye bir söz vardır da neden bacanaklar için söylenmiş benzer bir laf yoktur?

* Evli kadınla ilişkiye giren çok az erkek vardır. Buna karşılık evli erkekle hiç düşünmeden ilişkiye giren kadın sayısı benim bildiğim, gördügüm, duyduğum kadarıyla bir hayli kabarıktır.

* Erkekler bir araya geldiklerinde işten, politikadan,
futboldan bahsederler genellikle. Kadınlar bir araya geldiğinde
ise vay o anda orada olmayan diğer kadınların haline!

* Eşlerinden, "yorgunum", "başım ağrıyor" bahanesiyle mümkün
olduğunca kaçan kadınlar, ortaya ikinci bir kadın çıktığı zaman
aniden kocalarını çok sevdiklerini(!) fark ederler.

* Kocası tarafından aldatılan kadınlar genellikle boşanmak
yerine, bir çocuk daha yapmayı tercih ederler. Tersi durumda ise
erkekler kadınlar kadar akıllı olmadıkları için bunu gurur meselesi yapar ve kadını hemen boşamaya kalkarlar.

* Kadınlar evde akşama kadar istedikleri gibi yaşarlar. Ne
karışanları ne de görüşenleri vardır. Erkeklerin akşamdan akşama
geldikleri evlerinde pek de özgür oldukları söylenemez.
Kendilerine durmadan oraya oturmaması, sigarasının külüne dikkat etmesi, ayakkabısını çıkarması hatırlatılır.

* Kadınlar akşama kadar kocalarının bilgisi dışında istedikleri
arkadaşlarını misafir ederler. Oysa hiç bir erkek karısından izin
almadan eve bir erkek arkadaşını getiremez. Hatta izin alarak bile...

* Kadınlar her istediklerinde eşlerinden izin almadan annelerini ziyaret edebilirler. Erkekler ne haberli, ne habersiz, yanlarında eşleri olmadan asla annelerine uğrayamazlar.

* Kadınlar bütün ilişkilerinde hesap kitap içindedirler. Asla şeffaf değildirler. Hoşlanırlar, hoşlanmaz gibi davranırlar, isterler, istemez gibi yaparlar. Eşleriyle sorunlarını çözmede bedenlerini
silah olarak kullananlar bile vardır.

* Vücutlarını göstermeye bayılırlar. Açık, dar, şeffaf, kısa
giyerler. Sonra da "neden bakıyorsunuz?" diye sinirlenirler.
Aslında amaçları baktırmaktır, ama bunu asla kabul etmezler. Özgürlükten, rahatlıktan, medeniyetten falan söz ederler. Nereden biliyorsun derseniz, ben de kadınım oradan biliyorum.

NOT: İstisnalar kaideyi bozmaz.
(Bu yazıyı okuyan bütün kadınlar kendini istisna olarak kabul edecektir).

Pakize SUDA

 
   
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol